Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Samsun’da yapacağı konuşmayla Samsunlular'dan Ak Partiye oy isteyecek. Seçmenin de şikayeti var; Selami Şahin’in şarkısındaki gibi; ‘Ne seninle ne sensiz’ diyor, seçmen. Erdoğan’ın cemaate ‘ne istediniz de vermedik’ dediğini şimdi seçmen Erdoğan’a soruyor. ‘Genel seçim dedin, yerel seçim dedin, Kardeşimi cumhurbaşkanı edin, beni seçin, referandum dedin’ destekledik. Ama bizim Cumhurbaşkanımız, TBMM lojmanlarını yıktı ki vekiller halkın arasında otursun, Başbakanımız Çankaya’da değil; Keçiören’de otururdu. Mahallenin çocuklarının başını okşar, onlara hediyeler verir, gençlerinin cebinden sigara paketini alırdı. Masallarda bile benzerine rastlanmayan bin odalı saray, başkanlık nereden çıktı?
İşte bu şartlarda Davutoğlu, rampada Erdoğan’dan devraldığı aracı kaldıramadı ve geri kaydırdı. Bundan dolayı Erdoğan yeniden direksiyona geçerek aracı usulüne uygun kaldırmaya ve ileriye götürmeye çalışıyor. Yol dar ve dik; bir taraf alabildiğine uçurum, arazi vitesi yok, lastikler elverişli değil. Sorun ‘Ustadan kaynaklansa da çözüm de onda aranıyor.
Başbakan ve Ak Parti Genel Başkanı olarak yaptığı icraatlarının eleştirilmesini ‘hak gaspı’ olarak gören Erdoğan, Ak Partiyi eleştiren muhalefete cevap verme hakkının olduğuna inanıyor. Erdoğan’ın halefi Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan A.Davutoğlu, yetersiz görülmüş olacak ki, Erdoğan il il, meydan meydan mitingler yapıyor. Kalan zamanlarda da STK toplantılarında, sempozyumlarda bir taraftan Ak Parti’nin icraatlarını anlatırken diğer taraftan muhalefeti sert bir dille eleştiriyor. Bunları yaparken, bir siyasi partinin genel başkanı gibi davranmadığını, kendisinin de seçimle geldiğini, halkın haklarını koruduğunu iddia ediyor. Seçmen bu söylenenlere ne kadar inanıyor? Bunu alanlar gösterecek. Bu nedenle Samsun mitingi önemli. Her miting, her açıklama seçmen açısından önemlidir, ancak Samsun için mitingler daha önemlidir. Hatta milletvekili sayısını doğrudan etkileyecek kadar önemlidir. 2011’da Ak parti Samsun’dan 5 milletvekili çıkarabildiği halde, Sayın Erdoğan’ın Samsun’da yaptığı – ‘konferans gibi miting’ olarak köşeme aldığım- mitingden sonra Ak Parti 6. vekil olarak Ahmet Yeni’yi TBMM’ye gönderdi.
Alanların doldurulması tek ölçü değildir. Sayın Erdoğan’ın ifade ettiği gibi, ‘bindirilmiş kıtalarla’ alanlar doldurulabilir. Yerel seçimlerde veya genel seçimlerde konuşmacıyla birlikte mahalleye gelenlerle yapılan ve basında ‘miting gibi’ mahalle toplantısı olarak yer alan konuşmalarla oy alınmıyor. Çünkü mahalleli değil; gelen partili konuşmacıyı dinliyor.
Partililer dışında alanlara gelen veya getirilenlerin ikna olup olmadığı, gelenlerin beklentilerinin karşılanıp, karşılanmadığı çok önemli. Mitinge gelmeden önceki düşüncelerinin değişip, değişmediği mitingin başarısını gösterecektir. Sayın Erdoğan, seçime doğru, söylem değiştirerek; eski yaptıklarının tam aksini yaparak, eski söylediklerinin tam tersini söyleyerek, 2011 Genel Seçimlerinde Ak Parti’nin düşen oylarını geri alabildi. Bugün de oylarda düşüş var. Tek ölçü miting olmamakla birlikte, ibrenin yönünü miting gösterecek. İş her zamankinden zor; düşen oyları geri alıp alamayacağı veya oyları artırıp artıramayacağını yarınki miting gösterecek.
İş ‘Ustaya’ düşüyor. Erdoğan’ın bunu Samsun’da başarıp başarmadığını yarın Cumhuriyet Meydanı’nda göreceğiz.